top of page

MURAT MURATHANOĞLU RÖPORTAJI    

ıı. KISIM

Ege Yenice ile

AMERİKADAKİ NCAA SİSTEMİNİ NE KADAR TAKDİR ETTİĞİNİZİ BİLİYORUM. AVRUPA’DA VE TÜRKİYE’DE NCAA TARZI BİR YAPILANMA GEÇEBİLİR Mİ?

 

Bizim ne yapacağımız belli değil. Ben Türkiye’ye geldiğimden beri heralde 30 kere milli eğitim sistemi değişti. Geçmemiz şart. Amerika’da NCAA sisteminin başlangıcı üniversite değil ki, ilkokul. Oradaki beden eğitimi derslerinde çocuklar her sporla tanıştırılırlar. Beden Eğitimi öğretmenlerinin de çok önemli bir yeri var. Şöyle bir örnek veriyim; Benim ilkokul beden eğitimi öğretmenim Chicago Bulls tarafından draft edilmiş biriydi. Lisede okul Futbol takımımızın antrenörü Olimpiyat şampiyonu Bart Conner’ın antrenörüydü. Öncellikle eğitimi verecek eğitimcinin, eğitim seviyesini ve birikimini yükseltmemiz lazım. Ben bir mahalle takımı kurup (Baskent 34) 6 yıl boyunca Türkiye 5.ciliği, Junior Lig şampiyonluğu gibi başarılar elde ettim. Altyapıya yatırım yapan takımlardan birinin yöneticisi olsam utanırdım Baskent 34’ü gördükçe. Salonum bile yoktu. Kimsenin de başarılı olmam hoşuma gitmedi tabi. Çünkü düzen bozulacaktı.

 

BU KADAR ÖVDÜĞÜMÜZ NCAA SİSTEMİNE SAHİP AMERİKA’NIN DA SON SENELERDE BASKETBOL SEVİYESİNİN ESKİYE ORANLA DAHA DÜŞÜK OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM. KATILIR MISINIZ?

 

Bu tamamıyla maddi bir tercih. Takım sayısını 30’dan 24’e indirip maç sayısını 82 yerine 52’ye indirirsen NBA’in yanına hiçbir lig yaklaşamaz. Ama bu kadar para üretmez. Bu seneki NBA draftı 2003 draftından daha iyi hatta 1984 drafı seviyesinde gösteriliyor. Yıldız çıkmamasının esas nedeni NBA’yle ilgili değil. Bunun esas nedeni NCAA’yle ilgili. Çünkü NCAA’de eskiden öğretmenler vardı. 3 yıl minimum kalıyordu oyuncular. 3 yıl boyunca öğreten koçlar vardı. John Wooden’la otur her gün yarım saat konuş hayatı öğrenirsin. Bobby Knight’tan savunmayı öğrenirdin, Dean Smith’ten birçok şey öğrenirdin ama şimdi 1 sene kullan oyuncuyu hiçbir şey öğretme NBA’ye yolla büyük koç ol sonra. Artık herşey parayla ilgili.

 

ÇOKÇA BAHSETTİĞİNİZ BASKETBOLDAKİ MENAJERLİK SİSTEMİNDEN BAHSETMEK İSTİYORUM. MENAJERLERİN BASKETBOLDA PİYASASINDAKİ İŞLEVİ NELER? SİZCE MENAJERLER NE YAPMALI?

 

Amerika ile Türkiye arasındaki en önemli fark öncellikle Amerika’da menajer olmak için Spor yönetimi ve spor avukatlığı okuman gerekiyor. Bizde menajerlik sistemi borsada kağıt alıp satmaya benziyor. Çünkü her menajerin her takımda olağanüstü ilişkileri olan uzantıları var. Bizdeki menajerlerinde oyuncuların belli bir seviyenin üzerine çıkmasını istemediğini düşünüyorum. Çünkü seviye yükseldikçe, oyuncular NBA menajerleriyle çalışınca aslında ülkemizde menajerlerinin seviyenin ne kadar da düşük olduğunu görüyorlar. Şöyle söyleyeyim; 1.lig takımlarından çokta başarılı bir kulüp başkanı, bana X menajerin bende 5 oyuncusu var koç olarak Phil Jackson gelse dahi o menajer oynamayın dediğinde o oyuncular oynamıyor. Oynayın dediğinde oynuyor. Mesela sen benim menajerimsin; Ben vasat bir oyuncuyum. Değerim $60,000. Benim üzerimden $600,000 kazanıyorsun. Peki benim gibi 200 tane oyuncu olsa sen ne kadar kazanacaksın? Ya da piyasa büyüdükçe sadece sen yetebilecek misin? Hesap bu kadar ortada. Avrupa’da bu sistem Türkiye’dekinden farklı değil. Ben en başta uyuyanlara kızıyorum. En başta uyuyan da FIBA. Uyuma sebeplerini bilmiyorum. Kimsenin günahını almıyım ama Avrupa’da basketbolun ölmek üzere olduğunun FIBA’nın görmesi lazım.

 

AVRUPA BASKETBOLUNUN SİZE GÖRE SORUNU NE?

 

NBA bütün Avrupalıları alıyor kimini kullanıyor, kimini geri gönderiyor. NBA’den geri dönüp Avrupa’da kaldığı yerde devam eden oyuncu sayısı da çok az. Avrupa kolayı seçti. Madem yıldız yok ben heyecan arttıracağım dedi. 51-50 skoruyla biten finaller oynanıyor ve bu insanları rahatsız etmiyor. Ama 51-50 biten bir maçı sadece o iki takımın taraftarları seyreder. Zaten bunu Avrupa anlasa, Türkiye anlasa çok şey değişecek. Bugün örnek veriyorum Oklahoma City – Miami Heat maçını herkesin izlemesinin sebebi, İnsanlar Kevin Durant’i görmek istiyor, Rusell Westbrook’u karşısında Lebron James’i, Dwyane Wade’i görmek istiyor. Bugün yıldız olmaksızın, tamamen güreşe dönen bir basketbola heyecan olsun diye göz yumulduğu zaman ortaya sadece, kazandın kaybettin skorboard basketbolu çıkıyor. Avrupa basketbolundaki sıkıntı Eski Yugoslavya basketbolunun çöküşüyle doğru orantılı devam etmekte. Obradovic’le Fenerbahçe’ye gelmeden önce yaptığımız sohbette de söylemiştim. Obradovich’in basketbolculuğuna az biraz yetiştim. Onun oyunculuğu dönemindeki yıldızlarını sayıyorum; Petrovic, Divac, Kukoc, Radja. Sonra koç olduğu dönemin başında çalıştığı yıldızlar Djordjevic, Danilovic, Rebecca, Bodiroga, Stojakovic. Şimdiki dönemde Yugoslav asıllı basketbol yıldızlarını sayıyorum. Savanovic, Bogdanovic, Macvan! Ne oldu, nasıl böyle bir değişim olabilir dedim? O da güldü… Çok fazla ticarileşti artık basketbol. Eskiden emek veriyordu oyuncular. Basketbolla yatıp basketbolla kalkılıyordu.

 

ESKİYE ORANLA NBA’DE VE AVRUPA’DA DAHA AZ YILDIZ OYUNCU YETİŞİYOR? BU GÖRÜŞE KATILIR MISINIZ?

 

Para kazanmak çok ön plana çıktığından dolayı sanatçı ruhlu oyuncular gün geçtikçe azalıyor. Sanatçı ruhlu oyuncu olduğun zaman o maçla ilgilenmeyen birçok insanı da peşinden sürüklüyorsun. Artık her şey güce bağlandı günümüz dünyasının kurulu olduğu düzenin de etkisiyle. Sporcular makineleşti maalesef. Tek yönlü olmaya başlandı. Sanatçı ruhlu sporcuyla asker yaratmak arasında fark var. Asker yaratmak kolaydır. Günümüzde kolaya kaçılıyor.

 

 

MEHMET OKUR HİDAYET GİBİ OYUNCULAR YETİŞMİYOR ARTIK. SİZCE O SEVİYEYE ÇIKABİLECEK TÜRK OYUNCULAR ÇIKACAK MI?

 

Her şey planlamayla ilgili. Örneğin; Enes Kanter şu an 16 yaşındaki halinin üzerine koyamadı yaptığı planlamadan dolayı. O zaman Enes’in babasıyla da konuştum söyledim ama dinlemedi kimse. NCAA’ye gitti ve Calipari gibi basketbol adına hiçbir şey veremeyen bir koçla bir yıl geçirdi. Türk milli takımıyla arası açıldı. Utah‘ta el üzerinde tutulacakken, Mehmet Okur gibi biri ona yol açmışken, şimdi geldiği durumda Utah sezon sonu belki de kadroda tutmayacak Enes’i. Olan Enes’e ve Türk basketboluna oldu. Hidayet’i biraz ayrı tutuyorum çünkü 2.07 gard özellikleri olan, şutu olan, farklı bir oyuncuydu. Hidayet’in NBA’de belli bir seviyeye gelebileceği genç milli takımlardan belli oluyordu. Hidayet biraz daha işi sıkı tutsa Nowitzki seviyesinde bir oyuncu olurdu. Ama Mehmet Okur 15-16 yaşında NBA’ye gitmeye karar verip, menajerini, özel antrenörünü ona göre seçti, hedefini NBA’ye göre koydu. Maddi büyük fedakarlıklar yaptı. Tofaş’la 7 yıllık kontrat imzalamadı. Sen hedefini koyup ona göre çalışırsan istediğine ulaşırsın. Şu anda bu kararı versin en az 4-5 tane Hidayet’in seviyesinde Mehmet’in seviyesine gelebilecek Türk oyuncular var. Bizim yıldız ve genç milli takımımız Avrupa şampiyonu oldu. Mesela Karşıyakalı Egemen Güven, Efesli Emircan Koşut, Cedi Osman, Fenerbahçe’deki Berk Uğurlu, Metecan Birsen. Bu oyuncuların yapmaları gereken doğru hedefleri koyup, doğru planlamayı yapmak. Ama ilk kazandığın parayla Mercedes veya BMW alacaksan hiç bu hedefi koyma bile. Ailelerde çok önemli tabiki. Mesela benim Baskent 34’te en büyük problemim ailelerleydi. Çünkü 2 şut sokanın ailesi çocuğunu Michael Jordan sanmaya başlıyor.

 

TÜRK BASKETBOLUNDA GÜÇ SAHİBİ KARAR VERİCİ OLSAYDINIZ İLK ÖNCE NEYİ DEĞİŞTİRİRDİNİZ?

 

Günümüzde çocukları gittikçe spordan uzaklaştırmak için her şeyi yapıyoruz. Türkiye’de özellikle en çok yapmak istediğim proje hem sporcuyu hem öğrenciyi paralel seviyede yetiştirebilecek sistemi kurmak olurdu. O yüzden Engin Atsür’e, Sinan Güler’e, Doğuş Balbay’a inanılmaz saygı duyuyorum. Bütün Avrupa’yı ele geçirsin sporda, doğru yapılanmayla.

 

 

BİRKAÇ GÜNCEL SORU SORMAK İSTİYORUM. PHİL JACKSON NEW YORK’TA BAŞKANLIĞA GETİRİLDİ. SİZCE NEW YORK 43 SENEDİR HASRET OLDUĞU ŞAMPİYONLUĞA BU YAPILANMAYLA ULAŞABİLİR Mİ?

 

Phil Jackson’ın en büyük özelliği oyuncularla kurduğu diyalog ve oyuncu psikolojisinden anlamasıdır. Başkanlıkta bu ne kadar devreye girer bilemiyorum. Ama onun açısından da gerek yoktu bence. Belki New York Knicks’li olduğu için, Knicks’e bir faydam olur diye düşünmüş olabilir ama çok zor işi. Keşke böyle bir işe girmeseydi. Sporda zirvede bırakmak çok önemli bence. Mehmet Okur’da benim en çok takdir ettiğim odur. Şimdi Hidayet, Orlando’daki, Sacremento’daki, San Antonio’daki Hidayet mi? Onu ilk kez seyreden çocuğun aklında Hidayet şu anki haliyle kalırsa, Hidayet’in kazanacağı birkaç milyon dolara değer miydi sence… Böyle şeylere çok önem veririm.

 

LEBRON JAMES BASKETBOLU BIRAKTIĞINDA GELMİŞ GEÇMİŞ EN İYİ 4 OYUNCU ARASINDA GÖSTERİLMESİ GEREKTİĞİNİ SÖYLEDİ? BU KONU HAKKINDAKİ YORUMUNUZ NE?

 

Bir kere kendi kafasında ilk üçü kabul etmiş ki en iyi 4 demiş. Herhalde 4 dediğine göre Michael Jordan, Larry Bird ve Magic Johnson’ı bir kenara koymuş benim anladığım o. Magic-Jordan ve Bird’ü ilk 3 olarak alıp 4. Kim olur diye düşünürsem; benim için NBA tarihinin en az değer verilen oyunculardan biri Hakeem Olajuwan’dır. Onu 4. Oyuncu olarak koyabilirim. Lebron James tabiki çok farklı bir yetenek. Fiziksel olarak eşi benzeri olmayan bir oyuncu. Basketbolu değil de Amerikan Futbolunu seçseydi yine böyle bir oyuncu olurdu. Güç, çabukuluk, hız, sıçrama, el hassasiyeti hepsi var ama bir Kobe’nin yüreği yok. Jordan’ın inancı, azmi yok. Magic’in ve Bird’in kafası yok.

 

SON OLARAKTA OKUDUĞUM BÖLÜM OLAN SPOR YÖNETİCİLİĞİ İLE İLGİLİ SORU SORMAK İSTİYORUM. ÜLKEMİZDE KULUPLERDE SPOR YÖNETİCİSİ OLMAK İÇİN HERHANGİ BİR KRİTER YOK. MİMARLIK EĞİTİMİ ALMIŞ BİRİ İLE SPOR YÖNETİMİ EĞİTİMİ ALMIŞ İKİ KİŞİNİN SPOR YÖNETİMİNDE GÖREV ALMA AÇISINDAN BİR FARKI YOK. BU KONU HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSUNUZ?

 

Türkiye’de Spor Yöneticiliği okuyup, Spor Yöneticiliği yapan kaç kişi var ki? Bugün Türkiye’de bir Maurizio Gherardini çıkarsa ve o koltukta 5 sene oturabilirse basketbolun gidişatı değişir. Ama düzen buna müsait değil.

 

TÜRKİYE’DEKİ SPOR YÖNETİCİLİĞİ İLE AMERİKA’DAKİ SPOR YÖNETİCİLİĞİNİ KARŞILAŞTIRABİLİR MİSİNİZ?

 

Amerika’da vereceğim örnek Sam Presti’dir. Sam Presti’yi örnek vermemin sebebi; herkesin bu işi başarabileceğinin kanıtıdır Presti. Stajyer olarak San Antonio Spurs’a girip Adım adım, hep farklı şeyler üreterek belirli bir konuma geldi. Avrupalıların NBA’de doğru seçilip, doğru analiz edildiği takdirde başarılı olacağını düşünen ilk kişilerden biridir. Ginobili, Parker, Dragic gibi birçok oyuncuyu draftta alt sıralarda çok iyi araştırarak seçmiş ve sonucunda çok başarılı olmuştur. Gece 3-4’te herkes yatarken bile oyuncular hakkında araştırmalarına devam ederdi. Mesela Sam Presti bizim 87’liler jenerasyonu için benden destek istemişti. Oyuncularla ilgili görüşlerimi rapor halinde sunmamı rica etmişti. Ben de kabul ettim yardım etmeyi. Birkaç gün sonra eve bir paket geldi. İçinden bir dosya çıktı ki, dosyada her oyuncu için ayrı psikolojik bölümü var, maddi bölümü var, aile yapısı bölümü var... Öyle sorular vardı ki raporda. Mesela bir tanesini örnek veriyim: Son 3 yılda kaç tane kız arkadaşı oldu? Yani ne alaka diyebiliriz, ama psikolojik olarak o veriden senin takımında ne kadar kalıcı olup olamayacağını çıkarıyor bu gibi sorular, inanılmaz detaylı bir araştırma istemişti benden. Raporları yolladığımda da çok beğenmişti teşekkür etmişti. Sonra Türkiye’ye gelip raporlar hakkında konuştuğumuzda en ön plana çıkan Ömer Aşık olur demiştik.

 

SON OLARAK GELECEK NESİL SPORCULARA VE SPOR YÖNETİCİLERİNE NE TAVSİYE EDERSİNİZ?

 

Eğer bir yere gelirsen zaten para kazanacaksındır. Çoluğuna çocuğuna bırakacağın paradan ziyade bırakacağın isim önemlidir.

bottom of page