top of page

ALTINORDU DEVRİMİ

 

İzmir’in unutulan kulübü Altınordu, 2011’de ikinci ligten üçüncü lige düştüğünde, kulübün geleceği pek parlak gözükmüyordu. Kulüp paraşütsüz düşüyordu ve amatör kümeye çakılmak üzereydi...

 

2012’de Seyit Mehmet Özkan kulübün kapısından adımını atınca, Altınordu’nun tarihi değişti. Sporseverler Mehmet Özkan ismine ilk başta aşina olmayabilir... Ancak şimdilerde Fenerbahçe’de oynayan Salih Uçan, Trabzonsporla bu sezon adından çokça söz ettiren Emre Güral ve Galatasaray forması giyen Umut Gündoğan’ı futbolun en üst sahnesine çıkaran Bucaspor’un altyapı devrimini gerçekleştiren isim dendiğinde, onun kim olduğu daha net anlaşılır. Mehmet Özkan’ın namı, isminin çok önünde...

 

Mehmet Özkan’ın Bucaspor yönetiminden arzu ettiği desteği görememesi, Altınordu’nun şansı oldu. Özkan, baştan aşağı kendi vizyonunu ortaya koyacak bir ortam istiyordu ve bu ortamı Altınordu’da buldu.

 

Tarihi önemli başarılarla dolu olan, uzun yıllar birinci ligde mücadele etmiş Altınordu Spor Kulübü’nü neredeyse İzmirliler bile unutmuştu. Özkan, kırmızı-lacivertlileri satın aldı ve ekibiyle birlikte kulübü baştan aşağı değiştirdi. Tecrübeli futbol adamının projeleri, kısa sürede meyvesini vermeye başladı.

 

22.7 yaş ortalaması var Altınordu’nun. Türkiye Profesyonel Ligleri’ndeki en genç kadroya sahipler. Yaşları yanıltmasın, Altınordu’nun gençleri bu sezonun tüm liglerde en fazla puan toplayan takımı. Şampiyon oldular ve gelecek sezon PTT Birinci Lig’de mücadele edecekler. Hiç fena değil... Değil mi?

 

Mehmet Özkan için bu yeterli değil. Zaten onu diğerlerinden ayıran da bu. Birçok yönetici bu tip bir başarının ardından demeçlerini “ne kadar iyi oldukları” üzerine kurar. Ancak Özkan, esas başarının kalıcı bir yapı oluşturmaktan geçtiğini düşünüyor. Onun için başarı tanımı, Türkiye’de ve Dünya üzerinde ses getirecek bir altyapıya sahip olmak.

 

Altınordu, bu doğrultuda yaptıklarıyla Türkiye’nin bir numaralı altyapısı olma yolunda hızla ilerliyor. Mehmet Özkan, tüm dünya üzerindeki kulüplerin projelerini, yapılanmalarını inceleyerek kendi modelini oluşturmayı amaçlıyor. Bu amaç uğruna Ajax, Hoffenheim ve Villarreal gibi ün yapmış modelleri ekibiyle birlikte yerinde incelemiş.

 

Mehmet Özkan’la konuştukça çılgın bir profesörle karşı karşıya olduğu hissine kapılıyor insan. Özkan, Türkiye’de artık 10 haneli rakamlarla ifade edilen profesyonel futbol endüstrisinde çılgın deneylerinden birini gerçekleştirecek: Hedef, hiç yapılmamışı yapıp, üç yabancı hakkı olmasına karşın, Birinci Lig’de sadece Türk oyunculardan oluşan bir kadroyla devam etmek. Bir yerlerden tanıdık geldi mi?

 

Bire bir karşılığı olmasa da, Altınordu’nun bu hedefi Athletic Bilbao esintileri taşıyor. Mehmet Özkan da bu benzerliği gizlemiyor. “Bize ‘Avrupa’dan hangi kulübü örnek aldınız?’ gibi bir soru yöneltildiğinde ‘kesinlikle Athletic Bilbao’ diyoruz. Biz de kendi toprağımızın çocuklarına değer vermeyi düşünüyoruz.”

 

Türkiye’nin genç nüfusunun 30 milyon olduğunun altını çizen Özkan, “Bunların içinden Süper Lig ve Avrupa ligleri seviyesinde oyuncu yetiştiremezsek, bu bizim suçumuz. Alman Futbolu, üç buçuk milyon Türk içinden Real Madrid’e üç oyuncu gönderdi. Doğru beslenme, eğitim, kişilik gelişimi ve imkanlarla bunu başarabiliriz.” diyor. Yani Mehmet Özkan, bu projeye başlarken iğneyi değil, çuvaldızı kendine batırmış.

 

Peki Altınordu bu yüksek hedeflere nasıl ulaşacak? Bu kulüpte her şey altyapı oyuncuları için. İmkanlar neredeyse sınırsız. Altınordu Futbol Akademisi (AFA), gençleri üç temel kriter üzerinden eğitmeyi amaçlıyor: İyi birey, iyi vatandaş ve iyi futbolcu olmak.

 

Mehmet Özkan “İyi birey ve iyi vatandaş olmak bizim için çok önemli.” diyor. Sadece kişiliğini uygun bulmadıkları için transferinden vazgeçtikleri yeteneklerin sayısı hiç de az değil.

 

Futbolcuların ruhsal eğitimi ve kişiliklerinin gelişmesi Altınordu’yu farklı kılan uygulamalarından. Oyuncular kaygıyla baş etme, ekip bilinci oluşturma, stresle baş etme, zaman yönetimi konusunda özel dersler alıyor. Amaç futbolcuların mental olarak da üst düzeye çıkmaları.

 

Özkan, oyuncuların ruhsal eğitimi üzerinde çok duruyor. “Ben bile bu yaşımda zamanı ayarlayamıyorum, bu çocuklara bu bilinci bu yaştan vermek lazım. ‘Ders çalışamıyorum, zamanım yok’ gibi bir bahanesi olmamalı kimsenin. Var olan zamanı iyi organize edemeyince bu laflar söyleniyor. Kolay değil tabii, bugünden yarına çözülecek işler değil.” ifadelerini kullanıyor.

Seyit Mehmet Özkan

Altınordu, saha içinde de futbolcularına iyi imkanlar sunmayı amaçlıyor. Fatih Terim döneminde Galatasaray’ın Scott Piri vasıtasıyla başladığı, Fenerbahçe’nin bu sezon Ersun Yanal ile birlikte uyguladığı antrenman teknolojileri Altınordu’nun tüm yaş kategorilerinde uygulanıyor. Oyuncuların fiziksel durumları ve kişisel performansları, idman esnasında giydikleri özel bir yelek vasıtasıyla bilgisayarlara aktarılıyor ve buna göre çalışma programı hazırlanıyor.

Kırmızı-lacivertli yönetim bunun yanında A Takım ve Altyapı takımlarına ayrı ayrı üst düzey teknolojilerle donatılmış kamp merkezlerine sahip.

 

Altyapılarda birçok yeniliği Türk futboluna kazandıran Mehmet Özkan’ın “Altınordu Modeli” belki de bundan 10 sene sonra, ilk 11’inde altyapısından yetiştirdiği 11 oyuncuyla üst sıralarda istiktikrarlı bir şekilde mücadele ederek, Türk Futbolundaki devrimin temel taşlarından biri haline gelecek. Kim bilir, belki de Dünya çapında futbolcular yetiştirip, Real Madrid-Barcelona derbisinde sahada Altınordu Futbol Akademisi’nden yetişmiş Türk futbolcuları izletecekler. Hayal gibi geliyor değil mi? Her şey bir hayalle başlamaz mı zaten?

 

En verimli dönemini geride bırakmış şöhretlere milyonlar yatırılan, “tüketici” Türk futbolunda Mehmet Özkan’ın Altınordu’su üretici olmayı seçti. Tek tip yöneticilerin güç sahibi olduğu futbol ortamında, böyle değerli bir spor aklına sahip Altınordu’nun üç yıl içerisinde geldiği nokta aslında hiç şaşırtıcı değil.

Ege Yenice

Please reload

bottom of page