top of page

 OLİMPİYATLARDA

   TARİHİ KARAR

Geçtiğimiz günlerde Monaco’da gerçekleştirilen tarihi toplantıda IOC, (Uluslarası Olimpiyat Komitesi) Olimpiyatların geleceğini şekillendirecek bir kararın altına imza attı. Artık Olimpiyatların tek şehirde yapılma zorunluluğu olmayacak.

 

Futbol ve Basketbol Dünya Kupası organizasyonlarında olduğu gibi, Olimpiyat'a ev sahipliği yapacak ülkeye, oyunları birden fazla kente (bölgeye) yayma imkanı verilecek.

 

Peki Modern Olimpiyatların başlangıcı olarak kabul edilen 1896 Atina Olimpiyatları'ndan bu yana şehirlerin tek başlarına ev sahipliği yaptığı organizasyondaki bu karar, ne gibi durumlara yol açacak?

 

Öncelikle IOC'yi bu kararı almaya zorlayan etkenlerin başında Olimpiyatlar'ın getirdiği mali yükün fazlalığı başrol oynuyor.

 

2004 Atina Olimpiyatı’nda, Olimpiyat'a hazırlık amacıyla 1.6 milyar dolar harcanması planlanırken, 16 milyar dolar harcandı. Yunanistan o günden bu yana girdiği ekonomik krizden kurtulmakta zorlanıyor. 2008 Pekin Olimpiyatları için harcanan para 40 milyar doların üstünde. 2014 Sochi Kış Olimpiyatlarında yaşanlar ise, Olimpiyat komitesinin bu kararı almasındaki bir numaralı neden olarak gösterilebilir.

 

Sochi, Kış Oyunları için 12 milyar dolarlık bir bütçeyle yola çıktı. Ancak yapılan 60 milyar dolarlık harcamayla tarihin en pahalı Olimpiyatı oldu. Sochi'nin yaptığı bu yüksek harcamaların yanına, oyunlar sırasında beklenen turist sayısının ülkeye gelmemesi, otellerin boş kalması gibi olaylar da eklenince, 2022 Kış Olimpiyatları oylamasında korkulan gerçekleşti.

 

Ev sahibi için finale kalan şehirler; Oslo(Norveç), Almaty(Kazakistan), Pekin(Çin) Olimpiyatın yüksek maliyetinden korkup adaylıktan çekildi.

 

IOC bu gelişmenin sonucunda Olimpiyat adaylık sürecini tarihinde ilk defa ertelemek zounda kaldı.

 

O günden bu yana Olimpiyatın ülke ekonomilerine büyük bir ekonomik yük getirdiği, 2-3 hafta kullanılıp Olimpiyatların bitimiyle çürümeye bırakılan tesisler için milyarlarca dolar harcanmasının, Olimpiyatı düzenleyen şehri zarara uğrattığı daha yüksek sesle konuşulur oldu.

 

Bunun sonucunda mali yükü tek bir şehrin sahiplenmemesi, Olimpiyatlar için yapılan tesislerin daha geniş alanlara yayılarak daha fazla insanın Olimpiyat ruhunu yaşamasına fırsat verilmesi amacıyla, Olimpiyatların birden fazla şehirde veya ülkede düzelenebilmesi kararı çıktı.

 

Normal olarak hiçbir ev sahibi şehir, Sochi Olimpiyatları'nda olduğu gibi 60 milyar dolarlık bir harcama yapmak istemez. Ama akıllı bir planlamayla ve düzgün bir yatırımla ev sahibi şehir, Olimpiyat'ın katkısıyla, televizyon gelirleri ve sponsorluk gelirlerinin yanı sıra, tesisleşme, turizm, kültür ve uluslararası alanda imajın güçlendirilmesi, spor kültürünün kazandırılması gibi birçok önemli kazanım sağlar.

 

Olimpiyatın bu olumlu katkısına verilebilecek en iyi örnek olarak, 1992 Olimpiyatları'na ev sahipliği yapan Barcelona şehirinin yaşadığı değişimi gösterebiliriz.

 

Olimpiyatlara ev sahipliği için aday olduğunda Barcelona şehri, Avrupa'nın ortalama şehirlerinden biriydi. İspanya ise Avrupa'nın sportif başarı olarak üst düzey ülkelerden biri olarak gösterilemezdi. 1992 yılında gelindiğinde ise Barcelona, yapılan planlama ve düzgün yatırımlar sayesinde, Avrupa'nın en modern şehirlerinden birine dönüştü. Barcelona şehrinde, Olimpiyatlara yapılan yatırımlar sayesinde 60.000 kişiye Olimpiyatlar'dan sonra da devamlılığı sağlayacak iş imkanları yaratıldı. Barcelona şehri dendiğinde ilk akla gelen görüntülerden olan uzun sahil şeridi, 1992 Olimpiyatlarına hazırlık aşamasında baştan aşağı dizayn edilerek inşa edildi.

 

Ayrıca İspanya'da Olimpiyatlar için yapılan sportif yatırımların sayesinde, ortalama bir spor ülkesinden, dünyanın en başarılı spor ülkelerinden birine dönüştü.

 

Barcelona örneği, sıradışı bir örnek olarak gösterilse de, Olimpiyatların doğru kullanıldığında şehirde ve ülke sporunda nasıl bir değişim yaşattığını görebiliriz.

 

Her ne kadar IOC'nin birden çok şehrin ev sahipliğinin önünü açtığı bu karar ile Olimpiyatların maliyetlerini düşürüp, Olimpiyatlar için yapılan bazı gereksiz tesisleşmeyi azaltacak olsa da, bu kararın uzun vadede Olimpik ruha zarar vereceğini düşünmekteyim.

 

Örnek olarak 2032 yılında Olimpiyatları'nda ABD'nin ev sahibi olmaya hak kazandığını düşünelim. Karşılaştırma olarakta, ABD'nin son ev sahipliği yaptığı büyük organizasyon olan 1994 Dünya Kupası'nı ele alalım.

 

1994 yılında Dünya kupası'nda Chicago, Orlando, Washington, Dallas, Boston, New York, San Fransico ve Los Angeles'ın ev sahipliği yaptığı maçlarda, ülkenin bütününe yayılan bir turnuva izledik.

 

Size jenerik bir senaryo yaratmak istiyorum.

 

Kendimizi şampiyon ülkenin taraftarları olan, Brezilya taraftarı olarak düşünelim.

 

İlk iki maçını San Francisco'da oynayan Brezilya takımı, 3. maçını ise Detroit şehrinde oynamıştı. 2. tur maçı için yine San Francisco'ya dönüldü. Çeyrek final maçı Dallas şehrinde, yarı final ve final maçları ise Los Angeles'ta oynanmıştı.

 

Şimdi bir hesap yapalım San Fransico'dan Detroit'e 3840 km, Detroit'ten San Fransico'ya 3840 km daha yol yaptık. Ardından San Fransico'dan Dallas'a 2765 km. Son olarak Dallas'tan Los Angeles'a 2300 km. Yani Brezilya takımı ve tüm maçları izlemek isteyen bir Brezilya taraftarı turnuva boyunca 12.745 km'lik bir yol izlemek zorunda.

 

Dünya Kupası'nda bu mesafeyi kat etmek maçlar arasında 3-4 günlük bir süre olduğundan dolayı daha kolay. Peki ya Olimpiyatlarda?

 

Olimpiyatları farklı kılan özellik, spor severlerin sabah yüzme yarışlarını, öğleden sonra Jimnastik karşılaşmalarını, iki yarışma arasında da okçuluk müsabakasını izlemelerine fırsat sunan bir organizasyon olmasıdır.

 

Peki Olimpiyatların ABD'deki Dünya Kupası gibi yapıldığını düşünelim. Yüzme yarışları San Fransico'da olsun, Jimnastik karşılaşmaları Detroit'te. İki karşılamayı da yerinde takip etmek mümkün olamayacak. Peki bu durumda San Fransico'da Yüzme Dünya Şampiyonası, Detroit'te Jimnastik Dünya Şampiyonası veya Los Angeles'ta Dünya Atletizm Şampiyonası'nın düzenlenmesiyle, Olimpiyatların yüzme yarışmalarının San Fransico'da, atletizm yarışlarının Los Angeles'ta olmasıyla nasıl bir farkı kalıcak? San Fransico sadece yüzme, Los Angeles sadece Atletizm'e yönelik bir planlamaya sahip olacak.

 

Oyunlar sırasında Los Angeles'taki sporsever Olimpiyat ruhunu mu hissedecek yoksa Atletizm Dünya Şampiyonası ruhunu mu?

 

Daha önce de bahsettiğimiz gibi Olimpiyatlar yüksek maliyetleri ve özellikle son birkaç senede ev sahibi şehirlerin kötü planlamaları sonucu değerini kaybetmiş gözüküyor. Ama Olimpiyatların düzgün kullanımı sonucu, hem ülke sporuna hem de ev sahipliği yapan şehire çok önemli katkılar sağlayabileceğini göz ardı etmemek lazım.

 

IOC'nin Olimpiyatları birden fazla şehirde yapma fikri de Avrupa'nın küçük ülkelerinde yapılabilme ihtimali olsa da Rusya, ABD, Çin, İngiltere, Türkiye gibi yüz ölçümü büyük olan ülkelerde, birden fazla şehire yayılması durumda Olimpiyatları bitirme noktasına getirecek ve IOC uzun vadede bu kararından vazgeçecektir.

 

                                                                                                                          

                                                                                                                              

Ege Yenice

Please reload

bottom of page