top of page

LEBRON JAMES TARİHİN EN İYİ 4 OYUNCUSUNDAN BİRİ Mİ?

 Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki NBA gerek son 40 yılda geldiği nokta, gerek dünya üzerinde diğer liglerle karşılaştırıldığındaki popülaritesi ve en önemlisi de organizasyonun mükemmelliğiyle, spor dünyasında çok önemli bir yer sahip.

 

NBA’in diğer spor organizasyonlarına göre ne kadar önde olduğu başka bir yazının konusu. Bu belirtmeyi yapmamın sebebi günümüzde NBA’ye yöneltilen düşmanca saldırılar...

 

Beni de NBA’ye saldırıyor olarak düşünebilirsiniz ama baştan söylemek istiyorum ki, ne NBA düşmanıyım ne de NBA’ in günümüzdeki en önemli yıldızlarından biri olan Lebron James düşmanıyım.

 

Buna rağmen Miami Heat’in son iki sezondaki şampiyonluğuna Dwyane Wade’i çok sevmeme rağmen sinir olduğum da bir gerçek. Fakat zamanla fark ettim ki, aslında sinirim Lebron James’e değil NBA'in kendisine.

 

Bu yazıyı Lebron James üzerinden yazma sebebim ise Lebron James’in geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamalardan kaynaklanıyor.

 

Lebron, basketbolu bıraktığında NBA tarihinin en iyi 4 oyuncusundan biri olarak anılması gerektiğini söyledi. Lebron James’in bu düşüncesine katılanların sayısının hiçte az olmadığının farkındayım.

 

Hatta bu düşünceye katılan insanlar kendilerince haklılar. Sonuçta Lebron James’in adı birçok NBA rekorunun altında yazıyor. 30 yaşına basmamış olmasına rağmen, birçok MVP ödülü ve en önemlisi 2 NBA şampiyonluğu bulunuyor.

 

Ama Lebron James’in bu düşüncesine katılan insanlar da kurban aslında. Günümüz NBA tiyatrosunun kurbanları…

 

Lebron James’in ‘En iyi 4 oyuncu’ tartışmasını bir yana bırakıp biraz abartı gelebilecek bir tespit yapmak istiyorum: NBA kötü durumda…

 

Öncellikle NBA’de artık yıldız oyuncu çıkmıyor. Nasıl yani diyebilirsiniz ama baktığımızda NBA’in süperstar olarak gösterilen son ismi Kevin Durant. Fakat Kevin Durant’i draft eden takım olan Seattle Supersonics kapanalı 6 sene oldu. NBA yıldızları yaşlanırken yerlerini vasat, şişirme oyuncular almaya başladı.

 

Bir başka önemli sorun ise; Günümüz NBA’inde oynanan basketbol seviyesine, özellikle normal sezon maçlarına baktığımızda 100’de 80’nin boşu boşuna oynandığını düşünüyorum.

 

Tabi ki yıl boyunca 2 günde 1 maç yapmak hiç kolay değil. Ama sezon içerisindeki bu yoğun tempodan dolayı basketbol seviyesi çok kalitesizleşebiliyor.

 

Oyuncular normal sezon maçlarında çoğunlukla hiç savunma yapmıyor. Neredeyse oyuncular karşılıklı olarak istatistiklerini arttırmak için birbiriyle anlaşıp maçın tamamına yakın bir bölümünde karşılıklı kolayca sayı atılmasına izin veriyorlar.

 

Amerika sokaklarındaki 3’e 3 maçlarda yapılan savunma seviyesi bile NBA’in normal sezon maçlarında yapılan savunma seviyesinden çok daha üst düzeyde.

 

Ayrıca bugünün NBA’inde eskisi kadar üst düzey takım da yok maalesef. 6-7 takım dışında üst düzey basketbol oynuyor diyebileceğimiz takım yok. Hatta 6-7 takım dışındaki takımların seviyesi o kadar düştü ki NBA takımları, artık Avrupa takımlarını kolay kolay yenemez hale geldiler.

 

Şöyle düşünelim Real Madrid – Milwakuee Bucks bir playoff serisi oynayacaklar. Bu playoff serisini kimin kazanacağını kestirmek hiç kolay değil artık… Avrupa’da azıcık sıyrılan bir oyuncunun hemen NBA’ye gittiğini de düşünürsek gerçekten çok ilginç bir durum…

 

Gelelim Lebron James’e…  Lebron James’le ilgili ilk tartışılması gereken konu: Lebron, kendini tarihin en iyi 4 oyuncusu arasında gördüğünü söylediğinde neden NBA’in önde gelen otoriteleri tarafından ciddiye alınmıyor?

 

Bunun en temel nedeni için tabiki de 2009 yazına yılına dönmeliyiz... 

 

Lebron, Cleveland Cavaliers tarafından 2003 yılında 1.sırada draft edilerek NBA'ye hızl bir giriş yapmıştı. Geldiği ilk günden bu yana takımının senelerdir üstüne yapışmış olan ‘’LOSER’’(Kaybetmeye alışmış, hep kaybeden) takım kimliğini kırmış ve Lebron James önderliğindeki Cavs, NBA finaline kadar yükselmişti.

 

Ancak Lebron James kritik anlarda bir noktadan sonra beklenen gelişmeyi sağlayamıyordu. Belli bir noktaya kadar gelebiliyor ama oyununu bir üst seviyeye taşıyamıyordu. Sanki görünmez bir duvar vardı ve James, bu duvarı bir türlü aşamıyordu.

 

Tüm bunlara rağmen Cleveland NBA’in sayılı takımları arasındaydı. NBA finallerini istikrarlı bir şekilde zorlayan bir takım haline gelmişlerdi.

 

Ve 2009 yazı geldi çattı. Lebron James, Cleveland Cavaliers’ın kontrat uzatma teklifini henüz kabul etmemiş, kararını TV önünde yapacağını söylüyordu.

 

Bunun sonucunda, tapılma noktasında sevildiği, doğup büyüdüğü, tüm ailesinin arkadaşlarının olduğu şehir olan Cleveland’ı tüm Amerika önünde rezil ederek Miami Heat’i seçtiğini açıkladı.

 

Miami Heat’i seçmesinin tek bir nedeni vardı: Başaramadığını kabul edip, başaramamaktan korkmak...

 

Yaptığı ilk açıklamada ‘’Artık üzerimde her maç iyi oynama baskısı, kritik anlarda hata yapmama baskısı olmayacak diyordu Lebron...

 

Aslında Michael Jordan’ın bu konu hakkındaki açıklaması her şeyi özetler nitelikte.

 

Jordan, Lebron’un yaptığını kendisinin Larry Bird ve Magic Johnson’la konuşarak, Lakers veya Celtics forması altında şampiyonluğa ulaşmaya çalışmasına benzetmiş.

 

Jordan’da, Magic'de, Bird’de böyle bir şeyi asla kabul etmezlerdi. Belki birlikte 5 sene arka arkaya şampiyon olacaklardı ama hiçbir zaman Larry Bird’in Celtics’i, Magic Johnson’ın Lakers’ı, Jordan’ın Chicago’su olmayacaktı.

 

Tüm bunlar bir yana Lebron James Miami Heat’e gitmek yerine Cleveland Cavaliers’ta kalıp, şampiyonluk yaşasaydı bile yine de NBA tarihinin en iyi 4 oyuncusu arasında değerlendirilmemesi gerekir.

 

Nedeni ise yukarıda da bahsettiğim gibi NBA’in bugünkü lig seviyesinin düşüklüğü… Bu da Lebron’un şansızlığı veya tam tersine şansı kendini fazladan gösterme fırsatı bulduğundan dolayı şansı olarak görülebilir.

 

Peki Lebron bizlere kendisinin iyi bir oyuncu olabileceğini ancak asla Efsane olarak anılmaması gerektiğini gerek yaptığı açıklamalar, gerekse verdiği kararlarla göstermişken bugün neden böyle yapay bir tartışmanın içerisindeyiz?

 

Bu tartışmanın bir numaralı sorumlusu NBA’in ta kendisi. Aslında Lebron James de bu düzen içerisinde kullanılan bir piyon.

 

NBA’de durumunun iyi olmadığının farkında. En basit olarak bakarsak NBA’in reytingleri her geçen sene azalıyor.

 

NBA’in istediği insanların ilgisini çekmek ve hep konuşulur durumda olmak. Bunu yaparken de bazı ucuz numaralara başvuruluyor. Yapay tartışmalar üretilerek insanların ilgisinin çekilmesi isteniyor.

 

Bu tartışmalara bir örnek vermemiz gerekirse; 2012 yılında patlayan 1992 Barcelona Olimpiyatlarına katılan ‘’Dream Team’’ ile 2012 Londra Olimpiyatlarındaki ABD Basketbol Milli takımını karşılaştıran tartışmaydı.

 

Fakat objektif açıdan bakıp değerlendirdiğimizde vardığımız sonucun tartışılmayacak derecede bariz olduğunu görüyoruz.

 

Bu tartışmalardan sonuncusu ise Lebron James’in En iyi 4 oyuncudan biriyim açıklaması oldu..

 

Bu açıklamayla ilgili son bir şey söylemek istiyorum. Bugün oynanan NBA’yi Türkiye Süper Ligi olarak kabul edelim. 80'li yılların sonundan 2000'li yılların başına kadar oynanan NBA'i ise Premier League olarak kabul edelim.

 

Lebron James günümüz NBA'inin en iyi oyuncusu. Yani Türkiye Süper Ligi'nin...

 

Süper Lig oyuncularıyla Premier League oyuncularıyla karşılaştırmak Lebron James ve diğer Türkiye Süper Ligi(!) oyuncuları üzerinde gereksiz bir baskı oluşturur, hem de Premier League oyuncularına haksızlık yapmış oluruz. 

Ege Yenice

Please reload

bottom of page