top of page

ORKUN ÇOLAKOĞLU

     RÖPORTAJI  

       II.KISIM

Ege Yenice ile

Biraz gündem dışına çıkmak istiyorum. 

 

Eskiye oranla NBA’de ve Avrupa’da daha az yıldız oyuncu yetişiyor? Bu görüşe katılır mısınız?

 

NBA için katılmam. Bu tartışma bana algı meselesi gibi geliyor. Bana göre Michael Jordan’ın varlığı günümüzle geçmiş basketbolunun karşılaştırılmasında algıyı çok etkiliyor.

 

Mesela Lebron James, Jordan’ı geçememiş olsa da, daha gerçi kariyeri devam ediyor, Jordan’ın tarihteki yerini tehdit etmeye aday bir oyuncuydu.

 

Kevin Durant, basketbolu bıraktığında tarihin en iyi skoreri olacak. Jordan’ın da üstünde bunu özellikle söylüyorum.

 

Bunların yanında Anthony Davis bu iki oyuncuyu da geçebilir. Böyle bir üçlüden bahsediyoruz.

 

Artı bu oyuncuların dışında Stephen Curry, Rusell Westbrook, John Wall, Derrick Rose, LaMarcus Aldreige gibi bir çok üst düzey oyuncu sayabiliriz.

 

O yüzden ben fikre katılmadığım gibi şu anda belki de daha iyi bir jenerasyon var diyorum.

 

Avrupa açısından baktığımızda ise malesef eskiye oranla daha az yıldız oyuncu yetiştiğini söylebilirim.

 

Mehmet Okur, Hidayet gibi oyuncular yetişmiyor artık. Sizce o seviyeye çıkabilecek türk oyuncular çıkacak mı?

 

Hidayet Türkoğlu ve Mehmet Okur çok üst düzey bir çıta. Biri All-Star ve NBA şampiyonu oldu. Diğeri ise en çok gelişim kaydeden oyuncu ödülünü aldı. 

 

Alt yaş gruplarına bakarsak, üst üste şampiyonluklar alıyor Türk Milli takımları. Demek ki iyi bir jenerasyon var.

 

Egemen Güven, Furkan Korkmaz, Cedi Osman’ın ne kadar önemli oyuncu oldukları belli.

 

Cedi, Euroleague seviyesinde Efes’in sürükleyici oyuncularından biri oldu şimdiden. Bu oyuncuların şimdiden nasıl bir NBA kariyeri olacağını bilemeyiz ama adaylar mevcut.

 

Türk basketbolunda güç sahibi karar verici olsaydınız ilk önce neyi değiştirirdiniz?

 

Menejerlik etkisinin sadece Türk basketbolunda değil, Avrupa Basketbolunun üstündeki en büyük bela olduğunu düşünüyorum. Menejlerin etkisini engellemek için elimden geleni yapmaya çalışırdım.

 

Bu konunun dışında Avrupa ve Türk basketbolunun en önemli eksiklerinden biri, oyuncu kontratlarının , takım bütçelerinin ve oyuncuların bağlı bulundukları menejerlerin bilinmemesi.

 

Hangi oyuncunun menejeri kim? Hangi koçun menejeri kim? Aynı takımın içinde aynı menejerden kaç oyuncu var?

 

Malesef bunlar çok ciddi sorular ve bu soruların cevabını sınırlı bir zümre dışında kimse bilmiyor. Bu durumun bir an önce düzeltimesi gerektiğini düşünüyorum.

 

Basketbol ve hayata dair birkaç soru..

 

Basketbola ilk ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?

 

10-11 yaşlarındayken basketbolla ilk defa ilgi duymaya başladığımı hatırlıyorum. İlgi duymamda Efes Pilsen’in Avrupa’da başarılı olmasının etkili olduğunu düşünüyorum.

 

Ayrıca o dönem oynadığım NBA Live oyunu ve Fast Break Dergisi basketbolu sevmemde etkili olan faktörlerden.

 

Basketbolu size sevdiren birkaç oyuncu sayar mısınız?

 

Enteresan gelebilir ama benim ilk NBA’yle ilgilendiğim dönemde aklıma kazınan Nick Van Exel’in üçlükleridir.

 

Kariyerinin devamında Nick Van Exel efsane bir oyuncu olmadı, en sevdiğim oyuncular arasında saymam belki, ama ilk hatıralarımda basketbolu sevdiren, ilginç gelen oyunculardan birincisi Nick Van Exel.

 

Onun dışında, Türkiye’de 90’larda basketbolu takip eden her insan gibi Peter Naomuski’yi söyleyebilirim.

 

Unutamadığınız maçlardan bahsedebilir misiniz?

 

Robert Horry’nin son saniye üçlük attığı Sacremento Kings – Los Angeles Lakers maçını söyleyebilirim. Ertesi gün okul vardı ama okulu asmıştım veya uykudan feragat etmiştim, o maçı canlı izlemek için. Robert Horry’nin üçlüğü sonrasında şaşkınlıktan hareketsiz kaldığımı hatırlıyorum.

 

Yerinden anlattığım maçlardan ise 2013 NBA Finalleri San Antonio Spurs – Miami Heat 6. maçını söyleyebilirim.

 

Çocukluğunuzda nasıl bir gelecek hayal ederdiniz?

 

Öncellikle belirtmeliyim ki şu an yaptığım işle ilgili bir planlamam yoktu. Biraz tesadüfi olarak bu işe yöneldim ve sevdiğim içinde devam ettim.

 

Aslında çocukluğumda çok net hayallerim yoktu. Bir dönem bilgisaray oyunlarına meraklı olduğumdan dolayı bilgisaray mühendisi, oyun yapımcısı tarzı bir mesleği hayal olarak kafamda bulunduruyordum, ama hiçbir zaman buna yönelik bir çalışmam olmadı.

 

Ulaşamadığınız birisiyle tanışma fırsatınız olsa bu kim olurdu?

 

Phil Jackson’la basketbolla ilgili genel bir sohbet gerçekleştirmek isterdim.

 

En sevdiğiniz filmlerden ve müziklerden bir kaçını söyleyebilir misiniz?

 

Müzik olarak Kings of Convenience, Brazzaville ve Manu Chao’yu çok severim. Ama iyi bir müzik takipçisi olduğumu söylemem bunların haricinde.

 

Filmlerden ise son dönemlerde Christopher Nolan’ın filmlerini yakından takip ediyorum. Çizgi roman uyarlamalarını sevmemin de etkisiyle Dark Night’ı ( Kara Şövalye) çok beğenmiştim.

 

Dark Night’ın dışında yine bir Chistopher Nolan’ı filmi olan İnception’ı söyleyebilirim. Hollywood sinemasında senaryo tek düzeleşmesi var gibi. Ama İnception benim gözümde Hollywood sinemasının en orjinal işlerinden biriydi son yıllarda.

 

Eskilerden bir film söylemem gerekirse ise Shawshank Redemption (Esaretin Bedeli) ve Amelie sevdiğim filmler arasında.

 

Son olarakta okuduğum bölüm olan spor yöneticiliği ile ilgili bir soru sormak istiyorum. Ülkemizde kuluplerde spor yöneticisi olmak için herhangi bir kriter yok. Mimarlık eğitimi almış biri ile spor yönetimi eğitimi almış iki kişinin spor yönetiminde görev alma açısından bir farkı yok. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?

 

Ülkenin spora bakışından kaynaklanan bir durum bu. Spor yöneticiliği pozisyonuna bilen biri geldiğinde, Önder Özen örneğinde olduğu gibi, bir çok başarılı iş yapılmasına rağmen sadece sahadaki sonuçlarla yargılanır olabiliyor.

 

Sahada o anda başarılı olduğun sürece kabullenebiliyorsun. Maalesef böyle bir durum var. Anlayış böyleyken de kulüpleri paraca güçlü insanlar yönetiyor ve ülke sporunda onların sözü geçiyor. Keşke farklı olsaydı.    

Please reload

bottom of page