top of page

     FUTBOLU DEGİŞTİREN ADAM

    Arrigo Sacchi

Galatasaray ve Milli Takım forması altında, libero pozisyonunda 350'den fazla maça çıkan, futbolculuk kariyerini sonlandırdığında en iyi Türk libero olarak gösterilen Fatih Terim, 90'lı yıllarda Milli Takımı'nda ve Galatasaray'la kazandığı başarılarla ilgili konuşurken;

 

Teknik Direktör olarak yaptığı en önemli taktiksel devrimin, Türk futbolundaki liberolu sistemi kaldırmak olduğundan bahsediyordu.

Libero, modern futbolda neredeyse hiç tercih edilmeyen pozisyon. 70'li ve 80'li yıllarda ülkemizde Fatih Terim, Müjdat Yetkiner, Gökhan Keskin, Abdulkerim Durmaz, dünya futbolunda ise Franz Beckenbauer libero pozisyonun en iyi örneklerindendi.

 

Liberonun sahadaki yerleşimine baktığımızda defans ile kaleci arasında konumlandığını görmekteyiz. 

 

En önemli görevi oyun kurmak olan liberolar genellikle defansif özelliği yüksek olan teknik orta saha oyuncularından veya oyun kurabilme özelliğine sahip defans oyuncularından seçilirdi.

 

Arrigo Sacchi dediğimzde ise dünya futbolunda liberoyu kökten bitiren adam diyebiliriz.

 

Sacchi'nin hikayesinin başlangıcı için 1986 yılına gitmemiz gerekmekte.

 

Neden 1986 dersek; Silvio Berlusconi'nin A.C Milan'ı satın almasıyla başlıyor hikayemiz.

 

A.C Milan o dönem eski başarılı günlerinden çok uzak bir görüntüdeydi.

 

Son olarak 1978/79 sezonunda lig şampiyonluğuna ulaşılmış, Avrupa'da ise 1968/69 sezonunda kazanılan Şampiyon Kulüpler Kupası'nın (Günümüzün Şampiyonlar Ligi) üzerinden 17 yıl geçmişti.

 

1980 yılında ise Milan tam olarak dibe çakılmıştı. Patlak veren şike skandalının ardından Milan Serie B'ye düşürülüyordu.

 

Milan artık İtalya'nın en iyi takımlarından biri değil orta sıralarda dolaşan bir ekip durumundaydı.

 

Serie A'ya tekrardan yükselmenin ardından, lig tablosunda üst sıraları zorlamaktan çok uzak olan Milan'da, Berlusconi'nin kulübü satın almasıyla çıkış döneminin ilk adımı atılıyordu.

 

Milan tarihini değiştiren maç ise bir hazırlık maçıydı...

 

1986 yılında sezon başı hazırlık kampında Milan, Serie B'ye (2.lig) yeni çıkan Parma ile karşılaşıyor ve maçı ikinci lig ekibi Parma 2-0'la kazanan taraf oluyordu.

 

Bu maçı herhangi bir hazırlık maçından ayıran faktör ise:

 

Parma takımının başında daha önce hiç profesyonel futbol oynamamış, teknik direktörlük kariyerine 1985 yılında başlayan Serie C'de (3.lig) başlayan ve ilk senesinde takımıyla Serie B'ye çıkma başarısını gösteren Arigo Sacchi var.

 

Hazırlık maçının hemen ardından İtalya Kupası'nda da eşleşen Parma ile AC Milan arasındaki maçın galibi bir kez daha Parma olunca, Sacchi'nin takımına oynattığı futbol, Milan'ın sahibi Silvio Berlusconi'nin dikkatini çekiyor ve bu iki maçın etkisinde kalarak, takımı bir sonraki sezon için Arrigo Sacchi'ye teslim ediyordu.

Sacchi'nin Milan günlerine geçmeden için yazının başında değindiğim liberolu sisteme geri dönelim.

 

Libero pozisyonunu daha iyi anlamak için Cattenacio(Katenaçyo)  felsefesini incelememiz gerekiyor.

 

Cattenacio İtalyanca'da ''asma kilit'' anlamına geliyor. Bu sözcüğü futbol dünyasına kazandıran kişi 1-0'ların adamı olarak Helenio Herrera...

 

Ancak Cattenacio felsefisinin ilk uygulaması Herrera'dan da önceye dayanıyor.

 

Sistemin ilk ortaya çıkışı, 1947 yılında Avusturyalı teknik direktör Karl Rappan'ın, takımının gol yemek adına problemlerini çözmeyi amaçlamasıyla gerçekleşiyor.

 

Rakip forvet oyuncularının, takımının defans oyuncularını geçmesi durumunda kaleci ile karşı karşıya kaldığını gören Karl Rappan, kaleci ile defans arasına bir oyuncu daha koyarak bu oyuncuyu defanstan seken topları uzaklaştırma ile görevlendiyordu.

 

Rappan'ın bu taktiğe verdiği isim ise Fransızca'da kilit anlamına gelen 'verrou' oldu.

 

Bu anlayış Cattenacio fikrinin ve aynı zamanda libero pozisyonun da başlangıcı olarak kabul edildi.

 

Helenio Herrera 1960 yılında İnter'in başına geçtiği zaman, Karl Rappan'dan esinlendiği, ''Catenaccio'' adı verilen, libero pozisyonundaki oyuncularının önem kazandığı, defansif, gol yememeyi temel amaç edinen bu sistemle, 2 Şampiyon Kulüpler Kupası, 2 Kıtalararası Kupa, 3 Serie A şampiyonluğu ve 1 İtalya Kupası kazandı.

 

Helenio Herrera'nın elde ettiği büyük başarıların etkisiyle İtalyan futbolunda artık 'Catenaccio' felsefisi hakimdi. Takımların amacı gol atmaktan ziyade, gol yememekti.

Arrigo Sacchi ise Helenio Herrera'nın tam tersi bir futbol anlayışına sahipti. Futbolun güzel oynanması gerektiğini düşünüyordu. Kendine Rinus Michell, Johan Cruyff ve son dönemlerde Guardiola'nın benimsediği Total futbolu oynatmak istediği futbola daha yakın buluyordu.

 

Sacchi'ye göre İtalyan futbolunda hakim olan anlayışın tersine takımı 1-0 öne geçtiğinde skoru korumak için değil, daha fazla gol bulmak için ataklarına devam etmeliydi.

 

O dönemde İtalyan futbolunda takımlar genellikle defans hattını kalelerine yakın kurarlardı.

 

Günümüzde, kalenin önüne otobüs çekmek olarak adlandırılan 8-9 kişiyle kale önünde yapılan savunmalar, İtalyan futbolunda sıklıkla gördüğümüz manzaralardandı.

Sacchi Milan'ın başına geçtiğinde ise savunmayı ilerde kurarak, hücum hattıyla olan mesafesini daraltmayı amaçladı.

 

Sacchi'ye göre en gerideki oyuncusuyla en uçtaki oyuncusu arasında 25 metreden fazla bir mesafe olmamalıydı. Bu kısa mesafeyi rakip sahada konumlandırıp, rakibi bunaltarak gol bulmak, Sacchi'nin birinci gol planıydı.

 

Bu anlayış Sacchi'nin Milan'ının rakip sahada presi çok iyi uygulamasına ve Sacchi'nin hücum presinin mucidi olarak kabul edilmesine neden oldu.

Sacchi'nin pres anlayışını oturtmak için yaptığı en önemli antremanlardan biri de gölge oyunu adını verdiği topsuz antremanlardı.

 

Oyuncularını sahada hayali bir top varmış gibi yönlendirir ve pres yaparken oyuncularının alması gereken pozisyonları ayarlardı.

 

O dönemki antremanlarla ilgili konuşan Milan'lı futbolcular, antremanların zorluğundan dolayı, antremansız geçen tek gün olan maç günlerinde dinlenme fırsatı bulduklarından bahsediyorlar.

 

Sacchi'nin uyguladığı değişik defansif stratejiler

Bu antremanlarla ilgili anlatılabilecek ilginç olaylardan biri 1989 yaşandı.

 

Şampiyon Kulüpler Kupası'nda Real Madrid'le eşleşen A.C Milan, ilk maçı Madrid'te 3-1 kaybederek finale çıkma şansını zora sokmuştu.

 

Milano'da oynanacak yarı finalin ikinci maçından önce, rakibini daha iyi analiz etmek için Milan'ın topsuz gerçekleştirdiği antremanlardan birini izleyen Real Madrid yardımcı antrenörü, antremandan hiçbir şey anlamadığını söylerek ayrılıyordu.

 

Maçın sonunda tabelada yazan skor ise:

 

A.C Milan 5:0 Real Madrid...

Bu arada Arrigo Sacchi, Milan'ın başında ne yaptı dersiniz?

 

İlk sezonunda Lig Şampiyonluğu(1987/88)

İki sezon üst üste Şampiyon Kulüpler Kupası (1988/89, 1989/90)

İki sezon üst üste Kıtalararası Şampiyonluk (1988/89, 1989/90)

ve İtalya Süper Kupası (1988)...

 

Sacchi, rüya gibi geçen 3 sezonunun ardından 1990/91 sezonunda ligi ikinci tamamlamadı ve yönetimle arasında yaşanan anlaşmazlıklar onu takımdan ayrılmaya itti.

 

Milan macerasının bitimiyle başına geçtiği İtalya Milli Takımı'yla 1994 Dünya Kupası'nda başarılı bir turnuva geçiren Arrigo Sacchi, Roberto Baggio'nun kaçırdığı ve hala konuşulan penaltı atışıyla finalde Brezilya'ya kaybediyordu.

Tüm başarılarının yanında yarattığı Milan takımı, tarihin en iyi takımlardan biri olarak kabul edilirken, kendisi de futbol tarihini değiştiren futbol adamlarının başında geliyor.

 

İtalya'da ise futbolun defansif değil atak oynanması gerektiğini savunup, bu anlayışıyla futbolun oynanış biçimini kökten değiştiren Arrigo Sacchi, İtalya futbolunun '' Godfather'ı '' olarak anılmakta.

Ege Yenice

Please reload

bottom of page