top of page

GALATASARAY'DA

TAHT OYUNLARI

Hamza Hamzaoğlu'nun Galatasaray'dan gönderilmesini 5 ay öncesinden bilen ve planlayan isimleri açıklıyorum:

 

Faruk Süren ve Ali Dürüst.

 

Öncellikle Hamza Hamzaoğlu'yla Fatih Terim'in gidişini karşılaştırmak doğru değil.

 

Fatih Terim, sadece 3 senedir Galatasaray kulübünün içinde bulunan, amacı ismini Türkiye'ye tanıtmaktan ibaret olan bir başkanın ego tatmini yüzünden Galatasaray'dan kapı dışarı edilmiş ve tüm camiada büyük bir şokun yaşanmasına sebep olmuştur.

 

Hamza Hamzaoğlu'nun gidişi her ne kadar şok yaşatsa da, gitme ihtimali yaz aylarının ortalarından itibaren konuşulan bir durumdu.

 

Gerek transfer dönemindeki bir biri ardında yapılan hatalı  açıklamalar, gerek ise Hamza Hamzaoğlu'nun,

 

Mustafa Denizli, Fatih Terim gibi isimlerin en iyi yaptığı işlerden olan medya yönetimi ve camiayı idare etme konularında, saha içindeki başarıların aksine çok başarısız olması,

 

Hamzaoğlu'nun taraftar ve yönetim nezlindeki kredisinin günden güne azalmasına neden olan etkenlerdendi.

 

Açık konuşmak gerekirse, Trabzonspor deplasmanında iyi oynanmamasına rağmen, kazanılan 3 puan olmasa, Hamzaoğlu'nun görevine son verileceği yönetimce kararlaşıtırlmış bir konuydu.

 

Bu maçın ardından gerek aldığı sonuçlar, gerekse oynadığı futbolla gözle görülür bir gelişme gösterdiği açıktı.

 

 

Ancak Galatasaray'ın önümüzdeki maçlara baktığımızda da ilginç bir durum gözümüze çarpıyor. Galatasaray sezonun en zorlu dönemine girmek üzere..

 

Ligin iyi takımlarından Antalyaspor maçının ardından, Atletico Madrid, Kasımpaşa, Bursaspor, Astana ve Beşiktaş maçları bulunmakta.

 

Bu zorlu dönemde alınabilecek Atletico Madrid ve Beşiktaş deplasmanlarında kötü sonuçlar, hem lig yarışında takımı zora sokacak hem de şampiyonlar liginde sezonun sonlanması anlamına gelecek.

 

Belki de Hamza Hamzaoğlu'nun bundan bir kaç hafta sonrasında kredisini sıfırlayacak ve yönetime Hamzaoğlu'nu yollamak için çok uygun fırsatlar sunacaktı.

 

Yönetim Hamzaoğlu'nu 3 hafta sonra , kendileri açısından daha rahat bir şekilde gönderebilcekken yaptıkları bu acele operasyonla Faruk Süren ve Ali Dürüst ikilisinin ekmeğine yağ sürüyordu adeta.

Şimdi geçtiğimiz mayıs ayına dönerek, Galatasaray'da şampiyon olunduktan hemen sonra büyük bir karışıklığa neden olan bir olaya dönelim:

 

Yani Ali Dürüst'ün şampiyonluk töreni sonrası yaptıkları açıklamalara..

 

Bırakın kendi kulubüyle ilgili olumsuz bir söz olsun, rakip kulüplerle alakalı bile pek konuşmayan camianın önde gelen isimlerinden Ali Dürüst, o günlerde başkanlığı yeni devralmış Dursun Özbek'in şampiyonluk kutlamalarında rol çaldığını,

 

yaptığı davranışla kendisine ve Abdurahim Albayrak'a ayıp edildiğini söylüyordu.

 

Ali Dürüst'ün yaptığı bu açıklamalara eski Başkan Duygun Yarsuvat'ın destek vermesiyle bir anda Dursun Özbek istenmeyen adam haline geliyordu.

 

Şampiyonluk kutlamalarının hemen sonrasında yapılan bu açıklamalar, Özbek'in Galatasaraylıların gözünde çok önemli yere sahip olan bu iki isme yapılan haksızlıkla, daha ilk günden sevilmeyen başkan konumuna gelmesine neden olmuştu.

 

Peki Ali Dürüst gibi Galatasaray'ın iç meseleriyle ilgili asla konuştuğunu duymadğımız bir isim neden ilk günden başkanın elini zayıflatıyordu?

Şimdi size bir plan sunuyorum!

 

Plana göre; Galatasaray'ın bu sezon başarısız olması gerekmekte..

 

Bunun sonucunda Faruk Süren'in başkan olacağı veya dışarıdan destek vererek Ali Dürüst'ün başkan olduğu bir yönetim hazırlanmakta.

 

Bu planın geçtiğimiz sezon sonundaki başkanlık seçimlerinde devreye sokulamamasının nedeni ise, Galatasaray'ın sezonu şampiyon olarak tamamlaması.

 

Eğer şampiyon bir takımın başına geçilirse, başarının devam ettirilmesi gibi büyük bir sorumluluk altına girilecek olması, bu planın bir sonraki sezona bırakılmasına neden oldu.

 

Bu plan yapılırken Hamza Hamzaoğlu'nun başarısız olması gerektiğinin farkında olan Süren ve Dürüst, ilk olarak Hamzaoğlu'nu geçtiğimiz sezonun aksine yalnız bırakılması gerektiğine karar verdiler.

 

Ali Dürüst ve Abdurrahim Albayrak, kulübe kazandırdıkları Hamzaoğlu'yla birlikte şampiyonluğun kazanılmasında büyük rol oynarlerken, artık Hamzaoğlu yalnızdı.

 

Bu yalnızlığın Hamzaoğlu'nu başarısızlığa sürükleyeceği öngörüldü.

 

Ayrıca Dursun Özbek'in Hamzaoğlu'na karşı olduğu da bilinmekteydi.

 

Geçtiğimiz sezonun 11. haftası gerçekleştirilen Duygun Yarsuvat başkanlığında Cesare Prandelli yerine Hamza Hamzaoğlu'nun getirilme operasyonuna karşı çıkan ender yöneticilerden biriydi Dursun Özbek.

 

Karşı çıkmasındaki temel nedenlerden biri de Dursun Özbek'in bir önceki başkan Ünal Aysal'la olan iyi ilişkilerinden kaynaklanmaktaydı.

 

Dursun Özbek, 2012 mayıs ayında yapılan kongrede Ünal Aysal'ın yönetim kurulunda yer almaya hazırlanır iken,  son gün üyelik aidatını yatırmayı unuttuğunun farkına varılması ile birlikte,

 

yönetim kurulunda yer alma hakkını kaybediyor ve yerine apar topar Candan Erçetin yönetime alınıyordu.

 

Yönetiminde yer alamasa da Aysal'la iyi ilişkilerini devam ettiren Dursun Özbek'in,

 

Aysal'ın Galatasaray'dan yolladığı Fatih Terim'in Milli Takım'daki yardımcısı olan Hamzaoğlu'nun Galatasaray'a gelişiyle,

 

Terim'in tekrardan Galatasaray kulübünün içerisinde uzantıları olacağı düşüncesi hoşuna hiç gitmemişti.

 

O dönemlerde henüz yöneticiliğinin başında olan Özbek bu isteğini kabul ettiremiyordu.

 

 

Başkan olduğunda ise Dursun Özbek'in Galatasaray'daki ilk icratı kendisi gibi Hamza Hamzaoğlu'nun Galatasaray Teknik Direktörü olmaması gerektiğini düşünen Cüneyt Tanman'ı futbol şubesinin başına geçirip Türkiye Kupası finalinde Galatasaray'ın Bursaspor'a yenilmesi için dua etmek oluyordu.

 

O günlerde olası bir yenilginin sonucunda Hamzaoğlu'nun yollanıp Ersun Yanal'ın getirilmesi düşüncesi hakimdi Tanman ve Özbek'e..

Yazıyı okurken yok artık daha neler dediğinizi duyuyor gibiyim ama Galatasaray'ın yıllardır bahsedildiği üzere Bizans İmparatorluğu'nu kıskandıracak bir düzeyde taht oyunlarına sahip olduğu bir gerçek.

 

Tüm bunların yanında Hamza Hamzaoğlu'nun gönderilmesiyle birlikte artık topun ağzında Dursun Özbek olduğu gerçeğinin ortada olduğu bir döneme girdiğimiz şu günlerde, 

 

yaptığı planlar şu zamana kadar tıkır tıkır ilerleyen Faruk Süren'in de Galatasaray'ı kurtuluşu için belki de tek çare olduğunu düşünmekteyim.

Diyebilirsiniz bu kadar gizli ajandası olduğunu düşündüğün Faruk Süren'e nasıl güvenebiliyorsun?

 

Bu sorunun cevabı için ise Faruk Süren'in Galatasaray başkanlığından koparıldığı 2001 yılına göz atmak gerek.

 

Galatasaray'daki başkanlığı döneminde 4 lig şampiyonluğu, UEFA Kupası ve UEFA Super Kupası başarıları yaşamış olsa da, Galatasaray'ın arka plandaki isimlerine, klişe bir tabir ile ''Derin Galatasaray'a'' yeterli gelmemişti bu başarılar.

 

Faruk Süren, 'Liseli' olmadığı ve Galatasaray Liselilerin haklarını korumadığı düşünüldüğünden dolayı, türlü ''Bizans'' oyunlarıyla kulüpten uzaklaştırılmıştı.

 

Süren, bu günlerde Galatasaray camiasının anladığı dilden konuşuyor ve Galatasaray Tarzı taht oyunlarıyla başa gelmenin planlarını yapıyor.

 

Açıkçası Ünal Aysal gibi Galatasaray'ı gram düşünmeyen, tek amacı kendi ismini Türkiye'ye tanıtmak olan ve kulübü borç batağına sokup, terk etmiş veya

 

Dursun Özbek gibi iyi niyetle Galatasaray'ın borçlarını kapatmaya çalışan ancak başkanlık koltuğunu doldurmaktan çook uzak olan isimler yerine, Faruk Süren gibi bir ismi, başkan olarak görmek istediğimi de belirtmeden geçemeyeceğim.

 

Umarım Faruk Süren'ın planı işler ve sezon sonu 2001 yılında yarım kalan Galatasaray başkanlığına dönüş yapma fırsatını yakalar.

 

Plan doğrultusunda Faruk Süren'in yaşı veya sağlık sorunları dolasıyla başkan olmaması halinde başkan olacak isim Ali Dürüst olacaktır.

Planın son ayağı ise Faruk Süren'in başkanlığı döneminde kader birliği yaptığı Fatih Terim'i Milli Takım'dan kopartıp tekrardan Galatasaray'ın başına getirmek..

 

Yani anlaşılacağı üzere Galatasaray'da sular durulmaktan çok uzak ve taht oyunları tüm hızıyla devam etmekte.

Ege Yenice

En iyiler

Please reload

bottom of page